9 Kasım 2008 Pazar

ZEUS TAPINAĞI

ZEUS TAPINAĞI

Tanıklar Zeus'tan çok tahtından söz ediyorlar. Tahtın ayakları sfenksler ve zaferi simgeleyen kanatlı yaratıklarla süslenmişti. Arada diğer tanrıların tasvirleri bulunuyordu. Daha sonra benzerleri yapıldı ama hiçbirisi aslı gibi olmadı. Ve bizler bugün diğerleri gibi bu büyük sanat eserini de sadece merak ediyor ve yine Strabo'yu anımsıyoruz; "Her şey yok olabilir ama düşüncenin gözü asla yok edilmez..."

"Sağ elinde altın ve fildişinden yapılmış bir zafer simgesi var. Sol elinde ise tüm metallerden yapılmış, üzerinde bir kartalın bulunduğu bir asa. Büyük Tanrı'nın sandalları ve giysisi tamamiyle altından yapılmış..." (Yunanlı Pausanias-MS2.yy)

Heykel antik olimpiyat oyunları için yapılmıştı. Zaten bulunduğu yerin adı oyunlara verilerek Olimpiyatlar denildi. Savaşlar durunca atletler Anadolu'dan, Suriye'den, Mısır'dan, Sicilya'dan gelirler, tanrıların kralı olan Zeus'un onurunu yüceltmek için yarışırlardı.

Yeri; Yunanistan'ın batı kıyısında, Atina'ya 150 kilometre uzaklıkta, antik kent Olmypia'da.

Tarihi; Antik Yunan takvimi MÖ 776'da başlar ve olimpiyat oyunlarının başlangıcı olarak kabul edilir. Zeus Tapınağı, mimar Libon tarafından projelendirildi ve MÖ 450'de bitirildi. Önceleri basit bir dorik tapınak olarak görünüyordu ve güzelleştirilmesi için görkemli bir heykelin yapımına karar verildi. Tarihin en ünlü heykelcilerinden olan büyük Pheidias bu iş için görevlendirildi. Benzer bir görev yüzyıllar sonra Michelangelo'ya Sistine Kilisesi'nin resimlemesi için verilecekti. Yıllar boyunca tapınak ziyaret edildi ve adaklar adandı. 1.yüzyılda Roma İmparatoru Caligula, heykelini Roma'ya taşımaya kalkıştı ama kurulan yapı iskelelerinin çökmesiyle vazgeçildi. 2. yüzyılda yenilendi ve dev heykel restore edildi. MS 391'de İmparator 1. Theodosius, pagan inançlarını yasakladı ve tapınağı kapattı. Depremler, seller ve heyelanlar tapınağı zamanla yoketti. Heykel, zengin Yunanlılar tarafından Bizans'a yani İstanbul'a taşındı ama 462'deki yangında yokoldu. Bugün sadece tapınağın temel taşları ve yıkık sütunları durmaktadır.

Tanımlama; Pheidias, heykeli MÖ 440'ta yapmaya başlamıştı. Özel bir teknikle altın ve fildişi karışımı heykel yapımında tek uzmandı. Ağaç çerçeveler yapıyor, içlerine metal ve fildişi plakalar yerleştiriyor ve sonra bunlarla heykelleri kaplıyordu. Pheidias'ın atölyesi bugün hala Olympia'da duruyor. Burada çeşitli heykel parçaları bulundu. Strabo şöyle yazıyor ve tarihin ilk eleştirmeni olarak bugünkülerin yaptığını aynen yapıyor; "Tapınak büyük ama heykeltraş eleştirilebilir. Zira orantısız bir iş yapmış. Zeus otururken tasarlanmış ama başı tavana değiyor. Bu nedenle de her an büyük tanrının ayağa kalkıp tavanı delip yıkacağı izlenimine kapılıyoruz"

Strabo doğruyu yazmıştı ama eleştirisi yanlıştı. Çünkü heykel bu etkiyi vermek için özellikle böyle yapılmıştı. Tanrıların kralının başı tavanı delip göklere yükseliyor izlenimini vermeliydi. Heykelin kaidesi 1 metre, kendisi 13 metreydi. Yani 4 katlı bir bina kadar... Tanıklar Zeus'tan çok tahtından sözediyorlar. Tahtın ayakları sfenksler ve zaferi simgeleyen kanatlı yaratıklarla süslenmişti. Arada diğer tanrıların tasvirleri bulunuyordu. Daha sonra benzerleri yapıldı ama hiçbirisi aslı gibi olmadı. Ve bizler bugün diğerleri gibi bu büyük sanat eserini de sadece merak ediyor ve yine Strabo'yu anımsıyoruz; "Herşey yok olabilir ama düşüncenin gözü asla yok edilmez..."ALINTI

Hiç yorum yok: